Herkezce pek fazla bilinmeyen Türk dili lehçelerinin tanıtımını yapmak vedil bilimcilerinin dikkatini çekebilmek.Bunlar bari yok olup gitmesin...Bu kadar zengin bir dile sahip olduğumuz içinde övünebilelim.
Anadolu`da Türkçe bozkır insanının öz sesidir. Bu dil onların ağzında sözcük sözcük kanatlanır, tümce tümce büyülü bir pınar gibi çağlar. Hele o Türkmenkocalarının ağzından bal gibi akar Yunusca. Toprak kokan o yaşlılarakonuk olursanız anlarsınız ki, onlar görmüş geçirmiş birer Anadolu bilgesidir.
"Dilim Vatanımdır"
Düşünür hak veririm Ozana. Çünkü ortak paydamız , benzeşik yapımız bu ses mekanında biçimlenir.Birliktelik, ulusal bilinç bu şekilde oluşur. Çünkü, yurt bir anlamda ulusça sığındığımız ses toprağımızdır.
Türkçe özellikle İslamlaşma döneminde yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Selçuklularınçöküş yıllarında Türkmence bir yandan Arap-Acem etkisinden kendi dilini kurtarmak için çaba harcarken öte yandan ulusal kimlik arayışına girer. Bu uyanışın öncülüğünü Karamanoğlu Mehmet Beyyapar. Fakat Atatürk`e değin de hiçbir devlet adamı gerçek çözüme ulaştıramaz bu sorunu.Osmanlı Dönemi , Türk dili açısından karanlık bir ortaçağ olmuştur. Türk Dili , Osmanlı açmazınıUlusal Bağımsızlık Savaşı sonunda kırmıştır. Bu dönüşümde Eğitim yoluyla olacaktı. Eğitim , Devrimlerinodak noktasıdır ve aynı zamanda da " Düşünce Devrimi" ve " Düşünce Eğitimi" `dir. Bu Eğitim ana dil Türkçe ile yapılacaktı.O halde onu her türlü ayrık otlardan temizleyerek çağa koşut biçimde ve bilimsel yollarla geliştirilipvasıllaştırılmak gerekmekteydi.
Atatürk şöyle diyordu ; " Uluslar ailesine aydın , yetişmiş , büyük bir ulusun dili olarak elbettegirecek olan Türk Dili , dillerin en vasıflılarındandır. Yeter ki bu dil bilinçle işlensin.Dil devriminden amacımız Türk dilinin kısırlaştırılması değil, genişletilmesidir. Türk dilininöz güzelliğini açığa çıkarmak, onu dünya dilleri arasında değerine yaraşır yüksekliğe eriştirmektir. "
Dil kusurlu olursa, sözcükler düşünceyi doğru anlamlandıramaz.