Zihin-beden düalizmi

Zihin ve bedenin ayrı olduğunu savunan felsefi düşünce

Zihin felsefesinde, Zihin-beden düalizmi,[not 1] zihinsel işlevlerin fiziksel olmadığı[6] ya da zihin ve bedenin ayrılabilir olduğu görüşüdür.[7] Buradan hareketle, zihin-madde ilişkisi ve özne-nesne ilişkisi hakkında bazı görüşler öne sürer. Zihin-beden problemi konusunda fizikalizm ve enaktivizm ile karşıtlık gösterir.[6][7]

René Descartes'ın düalizm çizimi. Gözlemler algı organları aracılığıyla beyindeki epifize yollanır ve oradan da maddesel olmayan ruha geçer.

Aristo, Eflatun'un çok ruhlu görüşünü benimsemiş ve buna ek olarak bitkiler, hayvanlar ve insanlar arasında hiyerarşik bir sıra oluşturmuştur: üçünün de sahip olduğu besleyici bir büyüme ve yaşam ruhu; hayvanlar ve insanların sahip olduğu acıyı, zevki ve arzuyu algılayıcı ruh; sadece insanlara özgü olan akıl ruhu. Bu görüşe göre, ruh, yaşayan bir canlının hilomorfik cismidir. Hiyarerşinin her basamağı kendinden alttaki ruhlardan oluşur. Aristo'ya göre ilk iki ruh, vücuda aittir ve canlının ölmesiyle yok olur.[8][9] Öte yandan düşünen zihin ölümsüz ve süreklidir.[10][11] Eflatun'a göreyse, ruh bedene bağlı değildir ve yeni bir bedene göç edebilir.[12]

Düalizm René Descartes'ın zihni maddesel ve dolayısıyla uzaysal olmayan bir töz olarak tanımladığı düşüncelerle yakından ilişkilidir. Descartes zihni bilinç ve öz farkındalık ile eşleştirmiş, bunu da beyinden ayrımlamıştır.[13] Bu nedenle, zihin-beden problemini bugünkü şekliyle ifade eden ilk felsefecidir.[14] Düalizm, monizmin çeşitli türleriyle zıtlık gösterir. Töz düalizmi materyalizmin her biçimiyle zıtlaşırken, özgülük düalizminin materyalizmle ya da indirgemeci olmayan fizikalizmle benzeştiği söylenebilir.

Çeşitleri değiştir

Ontolojik düalizme göre zihin-beden ayrımı üç düzeyde olabilir:

  1. Töz düalizmi zihin ve maddenin öz itibarıyla farklı temelleri olduğunu savunur.[6]
  2. Özgülük düalizmine göre ontolojik ayrım zihin ve maddenin özelliklerinden kaynaklanır (bkz. belirimcilik).[6]
  3. Yüklem düalizmi zihinsel yüklemlerin maddesel yüklemlere indirgenemeyeceğini öne sürer.[6]

Tözsel ya da Kartezyen düalizm değiştir

Kartezyen düalizm ya da töz düalizminin en bilinen savunucusu René Descartes, özleri ikiye ayırır: zihinsel ve fiziksel.[13] Bu felsefe, zihnin vücut dışında var olabileceğini ve vücudun kendi başına düşünemeyeceğini önerir. Töz düalizmi, meşhur zihin-beden problemini ilk defa ortaya çıkardığı için tarihsel öneme sahiptir. Filozofik konum itibarıyla ölümsüz ruhların, maddesel olmayan bir dünyada var olduğunu öne süren birçok teolojiyle uyum gösterir.[6] Töz dualizminin çağdaş tartışmalarında ortaya konulan düalist duruşlar Dekart'ın duruşu kadar radikal değildir: örneğin, William Hasker'in savunduğu Belirim Düalizmi (İng. Emergent Dualism),[15] evrimsel biyoloji ile uyumlu olması açısından bazı filozoflara daha çekici gelir.

Özgülük düalizmi değiştir

Bu yaklaşıma göre ontolojik farklılaşmanın sebebi zihin ve maddenin özelliklerinden öte gelir. Bilinç, ontolojik olarak nörobiyolojiye ve fiziğe indirgenemez. Madde uygun biçimde bir araya gelirse (örn. insan vücudunun bir araya gelişi) zihinsel özellikler belirebilir. Dolayısıyla, özgülük düalizmi belirimci materyalizmin bir alt dalıdır. Ne var ki, hangi görüşlerin özgülük düalizmine dahil olduğu bir tartışma konusudur. Özgülük düalizminin, bağımsız sınıflandırmayı dahi içeren çeşitli yorumları vardır.[16]

İndirgemeyici fizikalizm, tüm zihinsel durumların fizikel durumlara nedensel olarak indirgenebileceğini iddia eden bir çeşit özgülük düalizmidir. Bunu savunan savlardan biri Donald Davidson'un ifade ettiği anomal monizmdir: Buna göre zihinsel olaylar fiziksel olaylara eştir, ancak zihinsel olaylar arasındaki ilişkiler katı fiziksel kanunlarıyla açıklanamaz. Bir başka sav, John Searle tarafından ortaya konulan biyolojik natüralizmdir. Searle'a göre, zihin durumları fizik durumlarına ontolojik olarak indirgenemese de, nedensel olarak indirgenebilir. Kendisi de, görüşlerinin birçokları tarafından özgülük düalistlerininkine benzetildiğini kabul etmiş, ancak karşılaştırmanın yanıltıcı olduğunu söylemiştir.[16]

Yüklem düalizmi değiştir

Yüklem düalizmi Donald Davidson ve Jerry Fodor gibi indirgemeyici fizikalizm filozofları tarafından benimsenmiştir. Bu yaklaşıma göre, her ne kadar tözler ve tözlere ait özgülükler tek bir ontolojik kategoriye (genellikle maddesel) ait olsa da, bizim zihin olaylarını anlatırken kullandığımız yüklemler doğal dillerdeki maddesel yüklemlere indirgenemez (bunlarla anlatılamaz).[17][18] Bir diğer deyişle yüklem düalizmi, günlük dilde kullandığımız inanmak, arzulamak, düşünmek ve duygulanmak gibi dolaylı yüklemlerin, ifade ettikleri varlıklar aslında var olmadığı için hem bilim dilinden hem de günlük dilden zamanla silineceğini savunan yüklem monizmi görüşünün tam tersidir. Yüklem düalistleri "halk psikoloji"sinin ve onun tüm önermesel duruşlarının insanın zihinsel hal ve davranışlarını anlamanın ve ifade etmenin vazgeçilmez bir parçası olduğuna inanır.

Notlar değiştir

  1. ^ Kaynaklarda zihin[1][2] yerine ruh[3][4] ya da nefs[5] terimleri de kullanılmıştır.

Kaynakça değiştir